Haber 24.12.2022 00:00:00 / Okunma Sayısı: 441

İmplantoloji tarihinde çığır açacak proje

Umg Uysal Satış Direktörü Fatih Uysal, Dental Haber'in sorularını cevapladı.

ÖZEL RÖPORTAJ

İstanbul (Dentalhaber)

Umg Uysal Medikal Satış ve Pazarlama Direktörü Fatih Uysal, AR-GE çalışması sonuçlanmak üzere olan ve 40 yıllık implantoloji tarihinde yeni bir dönem açmasını bekledikleri  "anti-bakteriyel bir yüzey" projesini DENTAL HABER'e anlattı.

-Diş Malzemeleri Sanayici ve İşadamları Derneği (DİŞSİAD) Yerli üretim Komitesi Başkanlığı görevini de yürütüyorsunuz. Dental sektörde yerli üretim oranı hangi seviyelere geldi?

- Yüzde 5'lerde olan yerli üretim oranı son beş yılda yüzde 25'e çıktı. Dental implantta ise bu oran yüzde 80'in üstüne çıktı. Bu da ihtisaslaştığımızı gösteriyor. Yine sektörde endodontik ürünler konusunda yavaş yavaş kanal eğesi üreticilerimiz dünya ile yarışır standartlarda ürünler üretiyor. Yerli implantlar hem kalite hem de fiyat avantajı ile yüzde 80'lerden fazla tercih edilir hale geldi.

-Dental implanta ne zaman nasıl başladınız?

-UMG Uysal olarak 2001'de ABD'den ithalat ile başladık. Şu anda ithalatımız da devam ediyor. Sonrasında yerlileşme hamlesi ile birlikte 2013 yılında Bioinfinitiy markası doğdu.

TIBBİ CİHAZDA YERLİLİK KAVRAMI YOKTUR

-İmalatta yüzde 100 yerlilik sağlayabildiniz mi?

-Tıbbi cihazda yerlilik kavramı yoktur. Şöyle ki titanyum Almanya'dan, yüzey ABD'den, cihazlar; CNC parkuru İsviçre'den, kalite kontrol cihazları Almanya'dan geliyor. Dünyada bir tıbbi ürün standardı var. Yine ürününüze bu standartlarda onay verecek yetkili onaylanmış kuruluşlar da yabancı. Türk firmamız yok. Ancak o yurtdışındaki kuruluşların onayını alıp ürününüzü satabiliyorsunuz. Fakat global pazarda Türkiye'nin bir işçilik avantajı var. Yine Asya'ya göre dünyanın daha merkezinde olma avantajı söz konusu.

-İç piyasada yerlilik oranında sağlanan başarı ihracatta kendini gösterebiliyor mu?

- İhracatta kendini gösteriyor. Bizim en büyük pazarlarımızdan biri Almanya. Ortadoğu'nun en büyük pazarlarından biri Mısır’a da ihracat yapabiliyoruz. Bunu aldığımız belgelerle gerçekleştirebiliyoruz. Türkiye’nin en büyük sıkıntısı bugün GSMH ve bunun sebebi ise dış ticaret açığı. Yani ekonomimizin tamamen ithalata dayalı olması. Yerli üretim ile birlikte yerli üreticilerimizin yerli piyasada olmasından ziyade ihracat yapmalarına da çok önemsiyoruz.

ÜLKEMİZDE YERLİ VE YABANCI 151 İMPLANT MARKASI FAALİYET GÖSTERİYOR

-Dental implant olarak yerli ve yabancı ülkemizde kaç marka çalışma yapıyor?

-Yerli olarak 30’a yakın markamız var. Yine ithalat olarak 130 civarı marka söz konusu. Toplamda yaklaşık 160 bandında implant firması var.

YERLİ ÜRETİM İLK DİŞ KOMPOZİTİ

-Firma olarak ne gibi AR-GE faaliyetleri yürütüyorsunuz?

-Dünyada fikirlerin patentlerin ticarileşme oranı sadece yüzde 5 oranında. Firmamızın Yıldız Teknik Üniversitesi'nde bir AR-GE ve inovasyon şirketi var. Bu çatıda metalurji ve malzeme mühendislerini diş hekimleri ile bir araya getirip Türkiye'de ilk kez "diş dolgu" malzemesi ürettik.

Bu ürün tamamen ithalata bağlı bir üründü. Cumhurbaşkanlığı 11. Kalkınma Planı'nda stratejik ürünler arasında geçiyordu. Bugün itibariyle söz konusu dental kompozitin belgeleme aşamaları tamamlandı. Patentli ürün olması sebebiyle dünya lideri markaların verilerden bilgi verecek olursak;  teknik olarak ortalama yüzde 1.2 olan polimerizasyon büzülmesi oranında 0.8 ile dünyanın en düşük oranını yakaladık. Ve dayanıklılık konusunda doğal dişe en yakın oranı yakalayabildik. Ürünümüz şu anda "tıbbi cihaz regülasyonu"  (Medical Device Regulation) kontrolünden geçti. Kısacası ürettiğimiz diş kompozitinin ticarileşmesi öncesi tüm aşamalarını tamamladık. Ve Türkiye'nin gururu olarak ilk diş dolgu kompozitinin üretimini yapmaya başladık.

 

 

 

 

 

 

 

 

TÜRKİYE KNOW-HOW İHRAÇ EDER DURUMA GELDİ

Amacımız bu ürünün sadece Türkiye'de satışını yapmak değil asıl olarak globalde ihracatını yapacak. Şöyle bir güzellikte var. Dünyada kompozitin hammaddesini üreten dört firmadan biriyiz. Böylece bu formülü yurtdışı firmalarına satıp know-how ihracatı da gerçekleştiriyoruz . Türkiye artık know-how ithal ederken know how ihracaat eder duruma gelmiştir. Bu hele hele katma değeri yüksek ürünlerde, stratejik ürünlerde ülkemiz için çok önemli.

SAVUNMA SANAYİ VE  MEDİKAL SEKTÖR ÇOK ÖNEMLİ

Son beş yılda savaşlar ve pandemi şunu gösterdi ki savunma ve medikal sanayisi çok önemli ve kritik öneme sahip. İki branş olmadan olmaz. Biz de kendi adımıza medikal alanda katma değeri yüksek dental implant ve dental kompozit ile ülkemize katkı sağlamaya devam ediyoruz.

-Yıldız Teknik Üniversitesi'ndeki şirketinizin adı ne?

-Fikirler Avrupa AR-GE ve İnovasyon da üretiliyor. UMG satışını yapıyor.

HAYALİM BIOINFINITY’nin REFERANS GÖSTERİLECEK BİR ÜRÜN OLMASI

-Hayaliniz nedir?

-Kompozitteki patentimizin sonuçlarını gördük. Ve inanıyorum ki önümüzdeki beş yıl içinde bu marka dünyanın dört bir ülkesinde farklılık yaratacak. Dolguyu yaptıktan sonra ki o büzülme oranının az olması bizim ileri anlamda öne çıkmamıza yol açacak. Şu anda Türkiye'nin en büyük sıkıntısı menşei konusu. Yani dünyaya çıktığınız zaman “Made in Turkiye” ürününe karşı bir ön yargı var. Ama patentlerle bunu ön plana çıkardığımızda insanlar menşei ile ilgilenmiyor. Bu ürün bizim önemli diyerek ürünü kullanıyorlar. Hayalim önümüzdeki beş on yıl süresinde BioInfinity'nin kompozitinin dünyada hem akademik hem klinik noktalarda referans olarak gösterilecek bir ürün olmasıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

40 YILLIK İMPLANTOLOJİ DE ÇIĞIR AÇABİLECEK PROJE

-Patent süreci ne kadar sürecek?

-Patentimizin  yaklaşık yirmi yıl gibi süresi var. Patent çıktı, sonrasında klinik çalışmaları öncesi hayvan çalışmaları, testler vs derken şu an patentimizin altıncı yılı bitmekti. Belgeleme sürecindeyiz son aşamadayız. Bir diğer projemiz de şu; özel patentli bir yüzey çalışıyoruz implantta... Bugün implantlarda uygulandıktan sonra ki en büyük sıkıntı özellikle hastaların hijyeni ile de bağlantılı olarak tekrar implantın da enfekte olması... Buna periimplantitis diyoruz. Özel bir yüzeyimiz var. Lab çalışmaları bunu gösterdi. Hayvan çalışması sonuçlarını da bekliyoruz. Bu anti-bakteriyel bir yüzey... Şayet bu yüzey beklediğimiz sonucu hayvan çalışmasında da verirse o zaman dünyada devlerin dikkatini çekeceğiz. Bu patenti almak için sıraya geçecek firmalar olacak.

-Bu ikinci projeniz bu özel yüzey çalışmanızı biraz açar mısınız? Tam olarak ne üzerinde çalışıyorsunuz?

-İmplantı çene kemiğine yerleştiriyoruz. Çene kemiği ve diş eti var. Bu arada enfeksiyon gelişebiliyor. Biz orayı özel anti-bakteriyel bir yüzey ile izole edip oradaki enfeksiyonu engelleyebilecek hale getirirsek ki bunu lab çalışmaları gösterdi. İşte bunu bilimsel olarak hayvan çalışmalarında da ispatlamamız lazım. Onun sonuçları da başarılı bir şekilde gelirse o zaman ikinci patentimiz çok daha ses getirecek. Belki dünyada 40 küsur yıllık implantolojide farklı bir dönem açacak bir noktaya geleceğiz. Bunun dünyada örneği yok. Bu bizim AR-GE'deki metalurji ve malzeme mühendislerimizin geliştirdikleri bir patent. Tıbbi cihaz olduğu için bir belgeleme sürecine ihtiyacımız var. Tabii bu yerli bir firma için maddi ve manevi çok zorlukları beraberinde getiriyor. Devletimizin bir takım teşvik kalemleri var ama yeterli seviyede değil.

 

www.dentalhaber.com

https://www.instagram.com/dentalhabercom/

https://www.youtube.com/@dentalhaber/videos

https://twitter.com/dentalhabercom

https://www.facebook.com/dentalhabercom/

0 Yorum Yapılmış

Habere Yorum Yap

E-BÜLTEN KAYIT

Diş Sektöründeki gelişmelerden mail yoluyla haberdar olmak için e-Postanızı kaydedebilirsiniz..

Mailinizi girdikten sonra kaydol tuşuna basınız