Haber 11.05.2023 00:00:00 / Okunma Sayısı: 352

"Her 100 implanttan 70'i yerli"

DİŞSİAD Başkanı Erkan Uçar:

İstanbul (Dentalhaber) Diş Malzemeleri Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Erkan Uçar, dental sektörde iç piyasa taleplerinin dörtte bir oranında yerli imkanlarla karşılandığına dikkat çekerek bu oranın implantta yüzde 70, endodonti alanında ise yüzde 40’lara yükseldiğini açıkladı. Sektördeki üretici sayısının 2000’li yılların başında iki elin parmağını geçmediğini anlatan Uçar, bugün ise 117 üretici firma ile 5 yıl içinde 1 milyar dolarlık bir ihracat yapmayı hedeflediklerini kaydetti. Başkan Uçar, sektörün geldiği noktayı ve mevcut sorunlarını Dental Haber ile paylaştı.  

-Dental sektörde iç piyasa açısından yerlilik oranı hangi oranlara ulaştı?

-İç piyasanın taleplerinin yerli kaynaklarla karşılanması bakımından dörtte bir gibi bir orana ulaşıldı. İşlem hacmi olarak bakılınca satılan her 100 euro'luk malın 25 euro’su yerli diyebiliriz. Ama sektörün alt dallarına girdiğimizde bu dörtte bir oranı artıp azalabiliyor.  Yüzde 5-10 oranında olan da var, yüzde 25’ten daha fazla olanı da var.

İMPLANTTA YÜZDE 70, ENDODONTİDE DE YÜZDE 40’LIK YERLİLİK ORANI YAKALANDI

-Mesela hangi alt dallarda…

- Örneğin implantolojide şu anda yüzde 65-70’leri buldu yerlilik oranı… Yani her 100 adet implantın 70 tanesi yerli. Çok ciddi oranda bir artış. Kanal eğeleri yani, endodonti tedavisinde kullanılan kanal eğelerin de bu yerlilik oranı yaklaşık yüzde 40’ların üzerine çıktı. Bu oranlar alan alan değişebiliyor fakat toplama bakılınca yüzde 25 oranında yerlilik oranı söz konusu.

SEKTÖRDE ESKİDEN DİŞÇİ KOLTUKLARI İTİCİ GÜÇTÜ

-Burada implant ve endodonti itici güç…

-Eskiden dişçi koltukları itici gücümüzdü. Şimdi restoratif ürünler de ürütülmeye başladı.

-Eskiden itici güç ünitler miydi?

-Evet yirmi yıl önce ünitler… Bunların yerini laboratuvar ürünleri almaya başladı. Yavaş yavaş porselen dişler, porselen tozları, akrilikler, akrilik dişler piyasaya girdi. Fakat sektör geliştikçe bu kalemler küçülmeye başladı.

Ve implant son 10 yılda hayatımıza girmeye başladı. Akabinde endodontik eğeler yerini aldı. Akabinde kompozit dolgular girmeye başladı. Bir ara amalgam dolgular girdi. Ama artık geçmiş teknoloji kabul ediliyor. Şu anda üçüncü dünya ülkelerine satılıyor ve Türkiye'de çok fazla tercih edilmiyor.

SIRADA DİJİTAL DİŞ HEKİMLİĞİ VAR

-Şimdi sırada ne var?

-Sırada dijital diş hekimliği var. Özellikle bu kazıyıcılarda Türkiye, Avrupa'nın en önemli üreticilerinden bir tanesi. Sonra Ortodonti’de şeffaf plaklar üretilmeye başladı.

-DİŞSİAD üyelerinin kaç tanesi üretici firma?

-Toplamda Türkiye’de 117 üreticimiz var

-İhracatta ve ithalat dengesi nasıl sağlanıyor?

-Orada durum farklı. Biz “60’a 40” denilen Alman modelini benimsiyoruz. İç pazarda kullanılan ürünlerinin yerlilik oranlarının yüzde 40’ın üstüne çıkması sıkıntılı.

60’a 40 ALMAN MODELİNİ BENİMSEDİK

-Alman modeli nedir?

-Almanya modeli şudur. Diyelim bir ülkede 100 birimlik mal satılıyor. Bunun 40 birimi o ülkenin kendi ürettiği ürünler oluyor. Diğer 60 birimi de yabancı oluyor. Böylece toplamda 100 binlik ürünün 40 birimi ilgili ülkede üretilirken 60 birimi dışarıdan geliyor. Fakat o 40 birimi üreten üretici 60 birimden daha fazla ihracat yaptığı için sektör cari fazla veriyor.

-Neden savunma sanayinde yerlilik arttırmak için uğraşıyoruz?

-Kendine yetmek başka bir şey, bunu ayıralım. Tabii ki kendinize yeter olmanız gerekiyor. Diş hekimliğinde bizim benimsediğimiz rota 60’a 40’tır. Dental sektörde dünya ile bağınızı kopartmamanız gerekiyor. Siz bu ürünü üreteceksiniz ama o ürünü bir ithalat edeni olmalı ki rekabet olsun. Çünkü sağlık harcıalem kalitesiz ürünü götürmeyecek bir sektör. Kullanılan ürünün kaliteli olması gerekiyor. Ürün tercihini yapan kişi diş hekimi. Hekim ürün noktasında yanlış karar verirse; kimse yapılan hatalarda kullanılan ürünün ne olduğuna bakmaz. Hekim açısından ‘iyi’ ya da ‘kötü’ denilir. Dolayısıyla pazara iyi ve kaliteli ürünler sunulması gerekir.

- Bu oran yerli firmaların kaliteyi belli seviyede tutmasına mı katkı sunuyor?

-Ya da tam tersi yabancı firmalar açısından da geçerli olabilir. Şu anda ülkemizde üretilen yerli diş hekimi ürünlerinin büyük bir bölümü Avrupalı rakipleriyle kalite konusunda yarışır durumdadır. Fakat üreticiler sadece Avrupalı değil ki. Bunun Uzak Doğusu var. Güney Doğu Asyası var. O bölgelerde kalitesi düşük ama ekonomik ürünler karşımıza çıkabiliyor. Alıcılar da doğal olarak hesaplı ürünleri tercih edebiliyor. Dolayısıyla Avrupa Birliği normları, Avrupa standartı dediğimiz CE normlarında uygun olmayan kalitesi düşük ürünlerin varlığı her iki taraf içinde söz konusu. Ve bizim yerli ürünlerimizin büyük bir bölümü aslında dünyadaki birçok ürünle kalite anlamında yarışabiliyor.

-Ve ilgili ülkenin kendi içindeki ürün kalite çıtası belli seviyede tutuluyor…

-Evet hem rakipleriyle mücadele ederen o ülkedeki ürünlerin kalite standartlarını korunup geliştiriliyor. Hem de kalite standartlarıyla dünyaya kendi ürünleri ben şu ülkenin malıyım dedirtebiliyor.

Dikkat ettiniz mi bilmiyorum?  Fuarlarda Türk pavilionlarında  #turkishdentistry şeklinde bir slogan kullanmaya çalışıyoruz. Bununla Dünyanın her ülkesindeki satın almacılara yönelik bir PR çalışması yaparak Türk ürün kalitesini oturtmaya çalışıyoruz.

YERLİ ÜRETİM 20 YILDA 5 KAT BÜYÜDÜ

-Dental Sektör AR-GE konusunda geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Dental sektör olarak üretim noktasında çok uzun bir mazimiz yok. Sektör ülkemizde 2000’li yılların başında tamamen yüzde 5’i yerli yüzde 95’i ithalata dayalı idi.  Bugün ise son 20 yılda 5 kat büyümüş bir yerlilik oranından bahsediyoruz. Dolayısıyla ciddi bir büyüme var. Ve özellikle son 10 yılda yerlilik oranı gitgide artmaya başladı.

Özellikle devletin üretim teşvikleri, yerli malı alım tercihleri ve ihalelerde öncelik verilmesi yerli üreticilerin iştahını kabarttı.

Olumsuz bir konu var. Döviz artışı, döviz dalgalanmaları… Aslında bunun yerli üretime tersi açıdan olumlu bir etkisi söz konusu. Her dalgalanmada insanlar daha ekonomik ürünlere bir şekilde tercih ediyor. Bu da otomatik olarak yerli ürünleri biraz daha ön plana çıkartıyor.

BİR ELİN PARMAĞI KADAR ÜRETİCİ VARDI

-2000’li yılların başında üretici firmalar ne durumdaydı?

-DİŞSİAD Yönetim kuruluna 10 yıl önce ilk geldiğimde bir elin parmağı kadar üretici sayılamıyordu. Üreticileri DİŞSİAD olarak bilmiyorduk. Üretici kim diye merak edip saymaya başladığımızda ikinci elin parmaklarına gelince duruyorduk.

Biz yaklaşık 10 yıl içerisinde ilk önce üreticileri tespit ettik. Kimler üretici kimler ithalatçı diye belirledik. Üyemiz olan ve olmayan üreticilerimizi ayrı ayrı olarak tespit ettik. Ve bu istatistik ve bilgileri talep edildiğinde ilgili kamu kuruluşları ile de paylaşıyoruz. Bu çıkarılacak Devlet teşviklerinde önemli.  Teşvikleri de neye göre çıkarıyor? Kendi kayıtlarında olan ürünlerin listelenmesi ve sivil toplum örgütlerinden gelen talepler doğrultusunda kritik olan ya da kritik olmayan yerlere teşvikler çıkartıyor.

DEVLET DENTAL SEKTÖRÜ BİLMİYORDU

-O tarihlerde ne ölçü de devlet teşviği vardı?

- 10-15 yıl önce devletin diş hekimliği alanında çıkarttığı bir teşvik de yoktu. Çünkü devlet diş hekimliğini bilmiyordu. Tıbbi cihaz adı altında; tıbbi cihaz alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin kendisine sunduğu datalara göre hareket ediyordu. Fakat biz yaklaşık 8 yıl önce yaptığımız bu çalışmalarla birlikte diş hekimliği ürünlerini de o tıbbi cihazın içerisine sokarak hangi ürünlerin üretilmesi ve teşvik verilmesi konularında devlete bir şekilde raporlar sunmaya başladık. Akabinde de yatırım teşvik veyahutta destekleyici paketlere diş hekimliği ürünleri de girmiş oldu. Doğal olarak da üreticiler de devletin yardımlarını alarak üretimlerini yapmaya başladı. Burada sivil toplum kuruluşlarının hassaten DİŞSİAD’ın rolü büyük.

-Devletin destek politikaları açısından yapılması gereken başka neler var?

 -Yurt dışı ihracaat vs teşviklerde ilk önce harcıyorsunuz sonra geri almaya çaba sarf ediyorsunuz. Bunları birbiriyle örtüşmüyor. Yine döviz harcıyoruz TL geliyor. Tabi orada döviz kuru farkları zarar olarak yazılıyor. Onların da harcarken ödeniyor olması gerekir.

Üretcilerimizin bir KDV sorunu var. Biz tıbbi cihaz sektörü olarak Mehmet Muş Bakanımıza hem de Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederiz ki KDV’yi Türk tıbbi cihaz sektöründe yüzde 8’e fiksledi. Bu güzel bir şey. Çünkü satarken satın almacı açısından sıkıntı oluyordu. Bir de sağlık ürünü satıyorsunuz daha da düşük olması lazım. Yine de bu yapılan bugünün Türkiyesinde iyi bir şey.

Fakat biz üreticiler olarak alırken 15 ya da 25 KDV ile alıyoruz. Doğal olarak bu üreticinin elinde sürekli KDV yığılması oluşuyor. Bunun da çözülmesi lazım. Bu da finansman yükü getiriyor. Siz 3-5  milyon liralık bir iş yapacaksınız bir bakıyorsunuz 3-5 milyon liralık KDV yükü birikmiş sırtınızda. Ve üretici açısından enflasyona karşı da çok büyük dezavantaj.

Bu hatta bazı firmaları al sata doğru itiyor. Bu iyi bir şey değil. Yani üreticiyi biraz koruyup kollamak lazım. Dolayısıyla bu indirilecek KDV sorununu üreticiler  açısından yerinde çözmek lazım. Şöyle bir şey var. İhracat yaparsanız sonra gidip müracaat edince o parayı birkaç yıl içerisinde geri alırsınız. Olması gereken şey belli giriş KDV’sini; sonuçta biz bir tıbbi cihaz firmasıyız lisansımız var.

Yatırım teşvik belgeniz olduğunda KDV’yi yüzde 1 ile alırsınız. Halbuki biz tıbbi cihaz firması olduğumuza göre belgemiz de olduğuna göre KDV’yi yüzde 8 ile satıyorsak 8 alınmalı. O zaman konu kapanır.

Bir de üretici olduğnuzda iş yapabilmek için malınızı mülkünüzü bankaralara teminata veriliyor. Halbuki biz üreticiyiz bunun bir avantajı olması gerekir. Bunun için de finans seköründe olumlu hamleler atılması gerekiyor.

“İHRACATI BEŞ YILDA 1 MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”

-Sektörde ihracatta hedefiniz nedir?

-Geçen yılı 250 milyon dolarlık ihracatla kapattık Yalnız geçen seneden itibaren yüzde 20 olan büyüme oranımızı yüzde 30-35’ler seviyesine çıkararak bu yıl 300 milyon doların üzerinde ihracat yapmayı öngörüyoruz. DİŞSİAD olarak geçtiğimiz yıl yaptığımız çalışmalarla önümüzdeki 5 yıl içinde 1 milyar dolarlık bir ihracat hedefi önümüze koyduk. Üreticilerimizle birlikte 1 milyar dolarlık hedefini aşmak için çalışmaya devam edeceğiz.

 

www.instagram.com/dentalhabercom/

www.youtube.com/@dentalhaber/videos

twitter.com/dentalhabercom

www.facebook.com/dentalhabercom/

0 Yorum Yapılmış

Habere Yorum Yap

E-BÜLTEN KAYIT

Diş Sektöründeki gelişmelerden mail yoluyla haberdar olmak için e-Postanızı kaydedebilirsiniz..

Mailinizi girdikten sonra kaydol tuşuna basınız