Haber 29.03.2022 00:00:00 / Okunma Sayısı: 413

Dişhekimi Sanata Meyilli İnsandır

Roman yazarı Nilüfer Bekçi, aynı zamanda bir emekli dişhekimi.

DİŞHEKİMİ SANATA MEYİLLİ İNSANDIR

DENTALHABER / ÖZEL

Roman yazarı Nilüfer Bekçi, aynı zamanda bir emekli dişhekimi. "Kuzey Tacı" ve "Soul’ün Defteri' isimli romanlara imza atan Bekçi, DENTALHABER'in sorularını cevapladı.

-Okumaya kitapların dünyasına ilginiz nasıl başladı?

-1968 yılında Ankara’da öğretmen bir anne ile akademisyen bir babanın kızı olarak dünyaya gelmişim. Annemin branşı İngilizce, babamınki de İngiliz Dili ve Edebiyatı. Babam dilbilimci olduğu için evimizde her zaman oda dolusu kitaplar oldu. 

Bana okumayı sevdiren hem annemin ve babamın ilgisi hem de bu kitaplar oldu. Ama on beş yaşımdayken edebi değeri olmayan kitaplar okumaya başladığımda annemin bana onların yerine okumam için verdiği kitabı hala unutamam. O kitap bana yeni ufuklar açtı. 

Gene annemim aldığı dört adet başvuru kitabının da katkısı büyüktür. Babamın kitaplığında bulup okuduğum Halikarnas Balıkçısı’nı ve Atilla İlhan’ın şiirlerini de unutamam.

-Şimdi icra etmesiniz de mesleğiniz dişhekimliği. Dişhekimliğine nasıl başladınız?

Liseyi Ankara’da bitirdikten sonra Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazandım. Ve annemin memleketi olan İzmir’e gittim. Mezun olduktan sonra Bornova'da 1991 yılında evlendim. Ve Bornova’da muayenehanemi açtım.

1994 yılında ise Pamukkale Üniversitesi’ne atanarak eşimle birlikte bu kez de babamın memleketi Denizli’ye geldim. Maalesef üniversite senatosu kararları gereği çok sevdiğim muayenehaneciliği bırakmak zorunda kaldım. 1994 yılından beri burada yaşıyoruz. Biri kız, üç çocuğumuz var. Eşim çocuk doktoru ve bir özel hastanede çalışıyor. Ben de emekli oldum. 


"AYNAYA  BAKAN  HASTANIN  YÜZÜNDEKİ MUTLULUK  ONCA  YIL  ÇEKTİKLERİNİZE DEĞER"


-Dişhekimliğini bir meslek dalı olarak nasıl tanımlarsınız?

-Diş Hekimliği, eğitimi çok ağır, hem eğitimi hem icrası stresli ve meşakkatli ama aynı zamanda tatmini yüksek olan bir meslek. Diş Hekimliği aynı zamanda sürekli değişen bir meslek dalı. Bu yüzden de eğitim fakültede bitmiyor. Seminer ve konferanslara, çeşitli kurslara katılım gerektiriyor. Tatmini yüksek derken hem maddi hem manevi açıdan diyorum. İnsanların acılarını dindiriyor, estetik ihtiyaçlarını karşılıyor, diş eksikliğine bağlı konuşma ve çiğneme fonksiyonlarını tekrar kazandırıyorsunuz. Bir dolgu veya protezin tesliminden sonra aynaya bakan hastanın yüzündeki mutluluk, eğitim ve meslek hayatınızda onca yıl çektiklerinize değiyor.

ÇOCUKLARI MESLEĞİNE GALİP GELDİ

-Neden emekli oldunuz?

-Çalıştığım kurumun koşulları nedeniyle ne yazık ki bu mesleki tatmini yaşayamadım. Kliniğimiz sadece birinci basamak diş hekimliği hizmeti veriyor, bu yüzden de endodontik ve protetik tedaviler yapılmıyordu. Bu nedenle çalışırken hep bir yanım eksik hissettim.

Bu da yaşım ve yılım dolar dolmaz emekli olmaya karar verme nedenlerimden biri oldu. Yani çalışan bir anne ve hekimsiniz ama ne anneliğe tam zaman ayırabiliyor ne de hekimliğinizi tam yapacak imkân bulabiliyorsunuz. Bu da iç strese neden oluyor. Sonuçta da bir taraf ağır basıyor. Bende ağır basan taraf annelik oldu. Büyük çocuklarımın sınav döneminde yanlarında olamamıştım, hiç olmazsa kızıma bunu yapayım dedim. Dershaneden, okuldan döndüğünde onu evde kapıda karşılayayım, çayını çorbasını yapayım istedim ve emekli olmaya karar verdim.

YAZMAYA İŞ YERİNDE BAŞLADI

-Şimdi edebiyat ile ilgileniyorsunuz. Ve “Kuzey Tacı” ve “Soul’ün Defteri” adlı iki kitabınız var. Yazmaya nasıl başladınız?

-Diğer hobilerimle birlikte yazı çalışmalarımla ilgileniyorum. Yazmaya yaklaşık on yıl önce birden aklıma gelen bir proje ile başladım. O sırada bir kitap oluşturabileceğimden emin de değildim ama yaklaşık 600 sayfalık bir roman çıktı ortaya. Genellikle hastam olmadığı zamanlar iş yerimde ve geceleri evde yazıyordum. Ama en sevdiğim el ayak çekildikten sonra gecenin sessizliğinde yazmaktır. Bu nedenle yaz geceleri yazmayı çok severim. Hatta iki kitabımın da son sayfaları ve kontrolleri yazlık evimizde tamamlandı.

ALIŞVERİŞ BAĞIMLISI BİR DOKTORU KALEME ALACAK

-Eserlerinizde dişhekimliğini konu alıyor musunuz? Yeni kitap projeniz var mı?

-Eserlerimde diş hekimliğini konu almadım ancak sonrakilerde olabilir tabii. En azından bazı karakterler diş hekimi olacaktır mutlaka. Yeni projelerim var. Şu anda iki kitap üzerine çalışıyorum. Büyük Teyzem ülkemizin ilk Müslüman  Türk kadın matbaacısıdır. Bir çalışmam onunla ilgili biyografik bir roman. Diğer çalışmam ise alışveriş bağımlısı bir doktorun psikiyatri kliniğinde yaşadıklarını konu alıyor. İlerisi için de antik çağda Pamukkale ve Laodikya’da geçen bir macera- aşk romanı var. Bir de distopik roman yazmayı çok istiyorum. Henüz kurgu aşamasında olan bir romanım da “ Kuzey Tacı”nın devam romanı. Özellikle bu çok istendi okurlarım tarafından. 

BESTEKAR, ŞAİR, NEYZEN, MİNYATÜR SANATÇISI DİŞHEKİMLERİ VAR

-Dişhekimleri arasında edebiyata sanata ilgi duyan başka isimler var mı?

-Diş Hekimleri mesleklerinin yanında sanata meyilli ve yetenekli kişilerdir. Mesela Denizli’de Diş Hekimi Mehmet Eskicioğlu şairdir ve kitapları vardır. Sınıf arkadaşım Aziz Zafer Tekin bestekâr, neyzen ve şairdir. Kendisinin bu dallarda ödülleri vardır. Gene sınıf arkadaşım Nükhet Akkaya minyatür sanatçısıdır. Bunlar şu anda aklıma gelen isimler. Aramızda başka yazarlar da mutlaka vardır. Ama yakın çevremde yok ve ne yazık ki yazarlarla ve kitaplarla ilgili benim de yaşadığım tanıtım eksikliği var bu nedenle de yeni yazarları sadece yakın çevresi tanıyor. Benim tanıdığın dişhekimi yazar ne yazık ki yok.


 

0 Yorum Yapılmış

Habere Yorum Yap

E-BÜLTEN KAYIT

Diş Sektöründeki gelişmelerden mail yoluyla haberdar olmak için e-Postanızı kaydedebilirsiniz..

Mailinizi girdikten sonra kaydol tuşuna basınız