Haber 16.08.2023 00:00:00 / Okunma Sayısı: 379

DEPAD’a 104 diş hekimliği fakültesinin 6’sı akredite

DEPAD Başkanı Prof. Dr. Cansu Alpaslan:

ÖZEL RÖPORTAJ

İstanbul (Dentalhaber) Diş hekimliği fakültelerindeki eğitim kalitesi ile ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor. Bu eğitim kurumlarının personel, alt yapı ve kontenjan sorunları sık sık gündeme geliyor. Bu konular geçen ay Konya’da gerçekleştirilen 24. Diş Hekimliği Dekanları Konseyi Toplantısı’nda da ele alındı. Bu toplantıya katılan arasında Diş Hekimliği Eğitimi Programları Akreditasyon Derneği (DEPAD) Başkanı Prof. Dr. Cansu Alpaslan da vardı. DEPAD, diş hekimliği eğitimi programları için akreditasyon (değerlendirme ve bilgilendirme) çalışmaları yaparak Türkiye'de diş dekimliği eğitiminin kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. DEPAD Başkanı Prof. Dr. Alpaslan ile yaptıkları çalışmalar hakkında konuştuk.

DİŞ HEKİMLİĞİNİN KALİTESİ KONUSUNDA KAYGILIYIZ

-Hocam Konya’daki Dekanlar Kurulu toplantdısına siz de katıldınız. Konya’da ne gibi kararlar alındı?

Ben Dekanlar Konseyi üyesi olmadığım için alınan kararlar konusunda bilgi sahibi değilim. Ben DişHekimliği Eğitimi Programları Akreditasyon Derneği’nin Başkanı olarak ülkemizde dişhekimliği eğitiminin akreditasyonu konusunda bilgi vermek üzere davet edildim. Toplantıda diş hekimliği eğitiminin kalitesi tartışıldı. Türk Dişhekimleri Birliği Başkanı Tarık İşmen’in de ve bizim de vurguladığımız gibi diş hekimliği fakültelerinin sayısındaki artış ve buradaki eğitimin doçent ve profesörler ile değil de doktor öğretim üyeleri üzerinden yürütülüyor olması ve eğitimle ilgili alt yapı ve olanakların yetersiz olması, eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Bu da ülkemizdeki diş hekimliği eğitiminin kalitesi konusunda bizleri kaygılandırıyor. Diş hekimi sayısındaki kontrolsüz artışla birlikte eğitimin kalitesi beklenen standartlarda olmadığında mesleğimiz ileride çok ciddi sorunlarla karşılaşabilecek.

AKREDİTASYON EĞİTİM KALİTESİNİ YÜKSELTİR

İşte tüm bu sorunlara nasıl bir çözüm bulabiliriz? Bu noktada elimiz çok da güçlü değil, toplantıda eğitimin paydaşları olarak farklı bakış açılarımızı paylaştık. Biz dernek olarak bu konuda akreditasyonun önemli bir rolü olacağını düşünmekteyiz. Çünkü üniversite sınavına giren öğrenciler akredite diş hekimliği fakültelerini tercih edecek, akredite fakültelerden mezun olan öğrenciler hem yurt içinde hem yurt dışında ileri eğitim için tercih edilecekler ve daha iyi iş olanaklarına sahip olabilecekler. Bu durum, fakülteler arasında rekabet oluşturarak eğitimin kalitesinin yükseltilmesi adına önemli bir katkı sağlayacak. Bunu özellikle vurguladık. 

TDB ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMINA İTİRAZ EDİYOR

-Çekirdek eğitim programı da ele alındı mı?

-Evet o da konuşulan konulardan biriydi. YÖK bu çekirdek müfredatı eczacılık, tıp, diş hekimliği, hemşirelik gibi tüm programlar için zorunlu kıldı ve beş yılda bir güncellenmesi isteniyor. Bizim ilk çekirdek programımız 2016 yılında hazırlanmıştı. Birtakım revizyonlar ve eklemeler yapılarak 2021 yılı güncellemesi gerçekleştirildi ve YÖK'ün onayına sunuldu. Daha doğrusu önce paydaşların onayına sunuldu. Geri bildirimler alındıktan sonra YÖK'ün onayına sunuldu. Ancak 2021 yılında güncellenen şekli halen YÖK tarafından onaylanmadı.

Türk Dişhekimleri Birliği’nin bu noktada birtakım çekinceleri var. Çünkü bu çekirdek müfredat programında bazı mesleki uygulamaların öğrenme düzeyi 1-2 seviyesinde belirlenmiş. En yüksek düzey olan 4 ise bir mesleki uygulamanın ustaca yapılıyor olmasını ifade etmekte. Oysa TDB istiyor ki bu düzeyler yükseltilsin ve yeni mezun bir diş hekimi pek çok uygulamayı 4 düzeyinde öğrensin ve yapabilsin. Ama aslında işin aslı pek de öyle değil. Bu düzeyler 4 seviyesinde yazılsa bile bu düzeylerin sağlanıp sağlanmadığını ölçmedikten sonra sadece kağıt üzerinde bir gösterge olarak kalır. Hoca olarak örneğin ben bir uygulamayı 4 yüzeyinde öğretiyorum desem her öğrencide bu 4 yüzeyini sağlayabilecek miyim? Bu aslında pratik açıdan pek mümkün değil. Onun için aslında düzey tartışması yersiz. Ayrıca her fakülte yeterli düzeyde öğrettikleri uygulamaların öğrenme düzeyini yükseltebiliyor. Bu nedenle düzeylere takılmadan çekirdek müfredatın uygulanmasının sağlanması en azından taşrada açılan diş hekimliği fakültelerinde de çekirdek eğitimin verilmesini zorunlu kılacak ve eğitim eşitsizliğini ortadan kaldıracaktır. Yani müfredatta bir eşgüdüm sağlanabilecektir.

-Diş hekimliği fakültelerinin, Diş Hekimliği Eğitimi Programları Akreditasyon Derneği’ne (DEPAD) akredite olma mecburiyeti var mı?

-Bu zorunlu değil, tamamen gönüllü bir süreç. İsteyen ve hazır olduklarına inanan fakülteler akreditasyon için başvuruyor. Sadece istemek değil hazır olmak çok önemli. Bizim Derneğimizin belirlediği 8 başlıkta temel akreditasyon standartları var. Başvuran kurumun bu temel standartları tam olarak karşılıyor olması lazım. Bazen hala planlama aşamasında daha uygulamaya bile geçmemiş şekilde başvurular oluyor tabii bu durumda red söz konusu olabiliyor.

Derneğimize dişhekimliği eğitimi, kalite ve akreditasyon konularında tecrübesi olan öğretim üyeleri başvurabilir. Üyelik kurum bazında değil kişi bazında olmakta. Üye olduktan sonra da kurum içi eğitimlerimiz devam ediyor ve üyelerimiz çeşitli kurul ve komisyonlarda görev alarak veya akreditasyon sürecinde değerlendirici olarak tamamen gönüllü bir şekilde hizmet veriyor. Hiçbir çıkar çatışması veya çakışması olmadan kurduğumuz değerlendirme takımları etik ilkelere tamamen bağlı kalarak akreditasyon müracaatı yapan kurumların hazırlamış oldukları öz değerlendirme raporlarını değerlendirmekte, saha ziyaretlerini yapmakta ve akreditasyon süreçleri bu şekilde yürütülmektedir.

-Diş hekimliği fakültelerinden şu ana kadar kaçı DEPAD tarafından akredite edildi?

-Ülkemizde 104 diş hekimliği fakültesi var, şu anda 6 fakülte akredite oldu.

-Hangileri?

-Bezmialem Vakıf Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 19 Mayıs, Ege, Medipol İstanbul, Isparta Süleyman Demirel ve Erciyes Üniversitelerinin Diş Hekimliği Fakülteleri tam akreditasyon aldı, yani 6 yıllığına akredite edildiler. Bir de Konya Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi de 3 yıl süreyle koşullu akreditasyonu aldı.

-Akreditasyonun fakülteler açısından avantajı nedir?

- Avantajı şu… Akredite olduğu zaman ÖSYM’nin tercih kitapçığında yer alıyor ve öğrenciler öncelikle o fakülteleri seçiyor. Dolayısıyla daha yüksek puanla daha iyi öğrencileri alabiliyorlar ve kaliteyle öğrenci yetiştiriyorlar. Bir avantaja bu… İkinci avantajı da şu… Öğrenci mezun olduktan sonra diyelim Amerika, Almanya veya İngiltere’ye doktora ve uzmanlık için gitmek istediğinde ön koşul olarak öğrencilerin akredite bir programdan mezun olmaları isteniyor. Aksi takdirde bu başvuruları yurt dışında kabul edilmiyor.

TAMAMEN BAĞIMSIZ BİR KURUMUMUZ

-DEPAD kurum olarak kime bağlı?

-Biz tamamen bağımsız bir kurumuz. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından tanınan ve diş hekimliği eğitimi programlarını akredite etme yetkisi verilen tek ulusal kuruluşuz. YÖKAK da YÖK’e bağlı olarak kurulan ve sonra bağımsız hale gelen bir kurumdur. Farklı üniversitelerde görev yapan öğretim üyelerimiz ile DEPAD’da kimliklerimizden bağımsız olarak görev yapıyoruz. Tamamen objektif ve gönüllülük esasına göre çalışmalar yürütüyoruz.

 

 

0 Yorum Yapılmış

Habere Yorum Yap

E-BÜLTEN KAYIT

Diş Sektöründeki gelişmelerden mail yoluyla haberdar olmak için e-Postanızı kaydedebilirsiniz..

Mailinizi girdikten sonra kaydol tuşuna basınız